KOÇLUK yapıyorum derken DÜŞÜNÜR oldum!
Yazan: Müge Çevik
“Tam olarak ne iş yapıyorsun?” diye soranlara;
“Yol arkadaşlığı” diyorum.
İyi dinleyen,
Çok soru soran,
Meraklı ve dikkatli,
Bazen sivri dilli, bazen çok motive edici,
Genellikle ödevler ile hem zihni hem kalbi çalıştıran,
Ama yolculuk bittiğinde keyiflerin yerinde olacağını garantileyen bir yol arkadaşıyım ben.
Çünkü kariyer koçluğu yapıyorum. Ama maalesef mesleğimi söylerken bazı açıklamalar yapmam ve insanların saygısını yitirmesine sebep olan uygulama ve uygulayıcılardan ayrışmam gerekiyor.
Her gün Şapka’da ve ya çeşitli seminer, organizasyonlarda denk geldiğim sohbetlerden anladığım, koçluğun ne olduğu ve nasıl bir süreç olduğuna dair insanların kafası oldukça karışık.
İlk iş bu konuda bir netleşelim:
Koçluk paralı arkadaşlık değildir!
Bir bilene sormak değildir!
Kendi işini bir başkasına parayla yaptırmak hiç değildir.
Koçluk, terapi, rahatlama, gevşeme, dertleşme, ağlaşma değildir.
Çalışmaya,
Kafa yormaya,
Emek vermeye ve evet biraz da acı çekmeye hazır olanlar ancak bir Koç ile çalışabilirler.
Koçluk, işlevsel olmayan bir şeylerin bırakılması ve yeni bir şeylerin doğması sürecidir. Koçluk, bir birlikte yaratma sürecidir. Koçluk, danışanın olduğu yerden gerçekten gitmek istediği yere en hayırlı şekilde gitmesine şahitlik etmektir.
Koçluk, karşılıklı öğrenmedir. Koçluk, sempatik değil empatik bir süreçtir. Koçluk, danışanın kendi hazinesine ihtiyacı olduğu her defasında ulaşabilmek için yine kendi içindeki pusulaları nasıl kullanacağını öğrenmesine şahitliktir.
Koçluk süreci, danışan için bir öğrenme ve tabii ki uyumlanmadır. Kişi, kendini sahip olmak istediği hayata uyumlar. Ve her öğrenme süreci gibi zikzaklı ve “git-gel”li olması doğaldır.
Bu yüzden ben, benden koçluk hizmeti alanlara gül bahçesi değil, dikenleri vaat ederim. Çünkü her farkındalık bir dikendir ve hiç beklemediği anda en sağlam olduğunu sandığı yerinden batar insana.
Sizi uyandıran dikenlerin bol olduğu günler dilerim…