İş Dünyası & Genç İstihdamı & Öğrenim

Yazan: Müge Çevik /

2023 Manpower Group Yetenek Açığı araştırmasına göre: “Manpower Group olarak 17 yıldır küresel çapta hazırladığımız Yetenek Açığı Raporu’nun 2023 yılı sonuçlarına göre; her 5 şirketten 4’ünün yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta zorlandığını ortaya koyuyor. 41 ülkeden yaklaşık 39 bin işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre küresel çapta yetenek açığı ortalama yüzde 77 seviyesine ulaşırken bu oran Türkiye’de yüzde 72 olarak ölçülmüştür. Bu sonucu geçen yıl ile kıyaslayacak olursak, Türkiye 5 sıralık bir iyileşme göstererek ve 41 ülke içerisinde 34. sırada yer alırken, ülkemizde en fazla yeteneğe ihtiyaç duyan sektör ise Taşımacılık, Lojistik ve Otomotiv olmuştur.  2023 ManpowerGroup Yetenek Açığı Araştırma Raporu

Bu rapor üzerine pek çok şey söyleyebiliriz ama biz ülkemizdeki iş gücü ile ilgili, özellikle genç nüfusun yıllar içinde artan oranda iş hayatına karışıyor olması, her geçen gün artan üniversite sayıları ve fakültelere göre değerlendirmeliyiz.

Her şeyin başında 90 milyona yakın nüfuslu bir ülkede iş gücünün, bu gücün eğitiminin, gelişiminin, kendine nasıl bakacağının, hangi alanlarda iş gücüne ihtiyaç olacağının çok makro bir bakış ile hesaplanıyor olması lazım. Bunun da devlet planlama teşkilatı gibi kurumlarca yapılması gerekiyor ki maalesef artık ne böyle kurumlar var ne de böyle bir vizyonumuz.

2030 Türkiye kuraklık haritası, deprem haritası, demografik yapı, üniversiteler, okumuş ve okumamış iş gücü, sosyal güvenli kurumu, emeklilik yaşları, cinsiyet gibi verilerin üst üste konarak, 

  • kendi kendimizi doyuran,
  • güçlü ve rekabetçi avantajı olan alanlarda ihracat yapan
  • sürdürülebilir iş alanları yaratan ve bu alanlarda hangi alanda uzman / profesyonel / üniversite veya meslek oklu mezununa ihtiyaç olacağını belirleyen bir çalışma şart.

Bu çalışmanın olmaması ise,

  • ithalata bağımlı ihracata ve dışa bağımlı bir ekonomiye
  • en temel ihtiyaçlarını ithal eden, çok riskli bir modele
  • üniversite mezunu işsizlerin sayısının okuma-yazma bilmeyenlerin sayısını aşmasına
  • sokak arasında plansız, dershaneden bozma üniversitelerin açılmasına
  • beyin ve hafıza göçüne
  • eğitim için boşa harcanan ve sonu mutsuzlukla biten uzun yıllar süren eğitimlere
  • mutsuz gençlere, hak ettiğini alamadığını inanan çalışanlara,
  • verimliliği çok düşük kurumlara
  • ve yanlış istihdam yüzünden de çokça para kaybeden kurumlara yol açıyor.

İnsan kaynakları yöneticileri aradığı en doğru adayı bulamazken, adaylar da kendini keşfedilmemiş, anlaşılmamış, hakkını alamamış ve önleri kapalı hissediyor.

Süregelen ve çok maliyetli bu döngüyü kırmak ise ya iş dünyasına ya da adayın/ çalışanın kendisine kalıyor.

Ancak, bu noktada iş dünyasının da görevini tam anlamıyla yerine getirdiğini söylemek doğru olmaz.

Kariyer günlerine giden, yetenekleri kendilerine çekmek için kurumlardaki başarıları, keyifleri, güzellikleri toz pembe, sıkıntısız ve çok dertsiz anlatan, gençler ile çok çalışmaları, bazen çok sıkılacakları, mesailerinin %100ünü sevdikleri şeyleri yaparak geçirmeyecekleri gerçeklerini paylaşmayan yöneticilerin de eksikleri var.

Ben bugüne dek üniversitede arkadaşlara buradan çıkar çıkmaz yönetici falan olmayacaksınız, tam olarak kendinizi göstermeniz için bir süre mecburi hizmet gibi sıkıntı çekmeniz gerekecek, çok çalışıp çok öğreneceksiniz diye olanı olduğu gibi paylaşan çok az yönetici gördüm.

Gençlere açık ve net şekilde anlatmamız gerekenler;

  • Üniversitede işte ne yapacağınızı öğretmeyecek, iş hayatında kullanabileceğiniz teorik bilgi ile, yeni bir şey öğrenmeniz gerekirse nasıl öğrenmeniz gerektiğini öğretecek.
  • Tam olarak ne yapmak istediğinizi ne yapmak istemediğiniz üzerinden bulacaksınız, bu yüzden çok farklı kurum ve işlerde staj yapın, ne istemediğiniz konusunda net olun.
  • Kendinizi çok iyi tanıyın, güçlü yönleriniz sizi sıra arkadaşlarınızdan ayıran parmak iziniz gibi size özgü olsun.
  • Bir konuyu derinlemesine öğrenene dek yaratıcı fikirlerinizi veya eleştirilerinizi, sizden önce de birilerinin düşünmüş olabileceğini düşünün.
  • Sektörleri ve mümkünse çalışmak istediğiniz şirketlerin değerlerini tanıyın. Uymuyorsa başvurmayın.

Uzun soluklu ve kapsayıcı bir planlama olmayınca, kazanabildiği üniversitede kazanabildiği bir bölümde okuyan gençler, sektörü ve mesleği de tanımayınca yaşanan hayal kırıklığı sadece çalışan için değil işveren için de büyük oluyor.

Tek başına bir kurumun yüzde 83 oranındaki yetenek açığı doldurabilmesi çok zorken, meslek odalarının, sanayi ve ticaret kuruluşlarının, sektörün bir araya geldiği her türlü organizasyonun bu konuyu ele alması çok mümkün ve ülkemiz için de gerekli olduğunu düşünüyorum. Örneğin, enerji, mobilya ( orman ürünleri ), demir çelik sektörü bir araya gelip kimse kimseden yetişmiş iş gücünü çalmaya çalışmadan sektör için gerekli, yüksek öğrenim yerine geçebilecek ara kademe yetiştirmek için meslek okulları yatırımı yapabilirler. Sektördeki personel açığını en iyi yine sektörün kendisi bilecektir, işin tanımına göre yapılmış analizler, teknik eğitim ihtiyacı ve detayları belirlenebilir ve bu yetenek açığı oranı ülkemizde daha düşürülebilir.

2022 itibariyle Türkiye nüfusunun yüzde 50’sinin 35 yaş altında olduğu bilgisini göz önünde tutarak, bu nüfusun önümüzdeki 20-25 yıl içinde kademeli olarak iş hayatına gireceği gerçeğini, kuşakları anlamak, yönetmek, kuşak çatışmaları gibi indirgeyici başlıklardan daha büyük bir perspektifle ele alma gereği nettir.